• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

Ne Demek

İnternetteki ne demek, ne anlama gelir, anlamı nedir ve nedir sorgulamaları amaç dil veya hedef dildeki bir sözün anlamını bulmak için kullanılan en popüler anahtar sözlerdendir. Ne demek sorgulaması dilden dile aktarımda çeviri türlerini akla getirir. Sözcüğü sözcüğüne çeviri ve anlama göre çeviri en yaygın çeviri yöntemleridir. Bu terimler ceviribilim terminolojisi açısından bir kuşku yaratmamakla birlikte, Hans J. Vermeer’in Günümüzde Çeviri: Eski ve Yeni Sorunlar başlıklı yazısında çeviri yöntemiyle ilgili bu terimlerin, günümüz bildik çeviribilim terimleriyle bağdaşmayıp, kavramsal olarak farklı anlamlar taşıdığından söz eder. Söz konusu yazıda hem Cicero, hem de Hieronimus’un sözcüğü sözcüğüne çeviri yönteminde çeviri birimi olarak bir sözcüğün en küçük anlam taşıyan birimi, biçimbirimleri ölçüt aldıkları, anlama göre çeviride ise, sözcüklerin, ya da dil birimlerinin metiniçi bağlamdaki sıralanışına öncelik verildiği belirtilmiştir. Konuyu daha da açacak olursak, tarihte sözcüğü sözcüğüne çeviri yönteminden anlaşılan, erek metnin gerektirdiği sözdizimsel sıralamayı bir kenara atıp, kelimelerin kaynak metnin sözdizimsel sıralamasını değiştirmeden sadece biçimbirimlerden yola çıkarak aktarmaktır. Böyle bir durumda çevirmenin ilgi odağı sözcükler olmakta ve sadece sözcüklerin uzunluğuna ya da kısalığına bakılmaktadır. Kısacası, kaynak metnin biçimsel olarak bir kopyası çıkarılmaya çalışılmaktadır. Öte yandan, söz konusu çevirmenlerin Kutsal Kitap dışında yazınsal metinlerin çevirisinde kullandıkları anlama göre çeviri yönteminde çeviriyi, erek ekin yazın geleneğini göz önünde bulundurarak ya da metin dışı bağlamı gözeterek değil de, metin içi bağlamı koruyarak çeviri yapmak anlatılmak istenmiştir. Bir başka deyişle, dil düzleminde kaynak metne sadık kalma düşüncesi baskındır. Günümüz çeviribilim anlayışında anlama göre çeviri dendiğinde ise, çoğunlukla kaynak metnin kaynak ekin bağlamında doğru bir biçimde yorumlanarak, kaynak metnin kaynak ekindeki anlam ve etkisini erek ekinde çeviriye yansıtmak akla gelmektedir.


Konuyu Vermeer'in makalesine göre yeniden değerlendirecek olursak, kaynak metin erek metinde ne demek sorusuna yanıt olarak, Cicero ve aynı dönemlerde yaşayan gerek yazınsal metin, gerekse Kutsal Kitap çevirmenlerinin anlama göre çeviriden metiniçi bağlamın korunduğu sözdizimsel çeviri yöntemini anladıkları, bunun ise, günümüz çeviribilim anlayışında sözcüğü sözcüğüne çeviri kapsamına girdiği anlaşılmaktadır. Kısaca söyleyecek olursak, günümüz kaynak odaklı çeviri yöntemine, o günün sözcüğü sözcüğüne çeviri yöntemi değil de, anlama göre çeviri yöntemi daha uygun düşmektedir. Görüldüğü gibi bu terimler zaman akışı içerinde sadece farklı anlamlar kazanmakla kalmamış, aynı zamanda özgür ve sadık çeviri tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Bu ise, gerçekte çeviribilim sürecinin Antik çağdan başladığını göstermektedir.


Cicero’nun kullandığı “ut interpres”, ut oratore” ve “verbum de verbo” terimlerinin aynını, Horatius’da (IÖ. 65-8) kullanmıştır. Anlama göre çeviri terimi ise, daha sonradan Hieronimus tarafından kullanılmıştır. Horatius bu terimlere ek olarak, Ars Poetica'da sadık çevirmen, bir başka deyişle fidus interpres kavramını da gündeme getirmiştir (Robinson, 1997: 14-15). Burada sadık çevirmen terimi olumlu anlamda değil, aynen Cicero’nun söylev sanatını öğrenmede karşı çıktığı şekilde aşağılayıcı biçimde kullanılmıştır. Cicero nasıl sözcüğü sözcüğüne Grekçe metinlerin çevrilmesi yoluyla söylev sanatının öğrenilemeyeceğini savunduysa, Horatius da eski metinlere sadık kalarak bu metinlerin diriltilemeyeceği görüşünü savunmuştur. Bir başka deyişle, geçmişteki yazınsal ve felsefi metinlerin hayata geçirilmesi ve işlevsellik kazanması, anlamı ne demek sorusuna karşılık kazandırma çabasında, çevirmenin sadakatinden çok onun dil kullanımsal zenginlik ve yaratıcılığına yüklenmiştir.


Anlamı nedir sorusuna yanıt aramanın bir gerekliği olarak ortaya çıkan çeviri edimi, zaman içinde kendi disiplin ve terminolojisini geliytirmiştir. Romalıların, zaman akışı içersinde Yunan söylev sanatı ve felsefesinden edindikleri diyalektik düşünme yetisinin etkisiyle, bu terimlerin karşıtı kavram ve terimleri türetmeleri kaçınılmaz bir hal almıştır. Örneğin, sözcüğü sözcüğüne çeviri teriminin karşıtı olarak anlamına göre çeviri terimi ya da sadık çevirinin karşıtı olarak özgür ya da sadık olmayan çeviri terimleri ortaya çıkmıştır.