• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

Çeviribilimde Araştırma Modelleri

Nedensel Model


Karşılaştırmalı yöntem bağlantıları ortaya çıkarmayı hedeflerken, nedensel model çevirinin neden ve sonuçların ortaya çıkarmayı hedefler. Ne var ki, çeviribilim alanında nedenler çoğu kez somut olarak ölçülemediğinden, bu model daha çok neyin çeviri eylemini tetiklediği üzerinde durur. Çeviribilim bağlamında ele alındığında, çeviri eylemini ilk başlatanın çevirmenin kendisi olduğu düşünülecek olursa, çeviriye birinci derecede etki edenin, çevirmene özgü translator competence olduğu öne sürülebilir. Buna bağlı olarak, çeviriyi hazırlayan koşullar arasında çeviri edinci başlığı altında çevirmenin bilgisel donanımı, görev anlayışı, kişiliği ve deneyimi gibi öğeler sıralanabilir. Kuşkusuz ortaya çıkan çevirilerde sadece çevirmenin kendisinin etkisi değil, commissioner, iş teklifi, çalışma koşulları, kaynak metin, bilgisayar programları ve para karşılığının da etkisi vardır. Toury, bu koşulları translation event olarak tanımlar. Son olarak çeviriye etki edenin sosyo-kültürel koşullar olduğu öne sürülebilir (Williams & Chesterman 2002: 53-57). Örneğin, Yazı Devriminin 1928’ de ilanıyla birlikte yazılı kültürü geliştirmek üzere bilimsel alandan çok yazınsal alanda çevirilerin yapılması dikkat çekicidir. Ayrıca yine Cumhuriyetin kuruluş yıllarında İngilizce çeviriler yerine, o dönemde saygın dil olarak kabul edilen Fransızca’dan çevirilerin yapılması veya Arapça çevirilerin yerini Latince’den çevirilerin alması rastlantı sonucu değil, “Batılılaşmanın” bir etkisi olarak değerlendirilebilir.


Öte yandan bu yukarıda sayılan çeviriyi hazırlayan nedenlerin, bireyler üzerinde yazınsal ve kültürel etkileri vardır. Örneğin, çeviri okuyucuyu doğrudan etkileyerek onun davranışında tepkiye yol açabilir. İyi bir reklam çevirisi okuyucuyu ürünü almaya zorlayarak ekonomik bir sonuç yaratacağı gibi, erek dilin dinamiklerini zorlayarak onun gelişmesine de yol açabilir. Nedensel modele örnek olarak Vermeer’in skopos theory gösterilebilir. Burada çevirmenin, çeviri görevini baştaki işverenle antlaşmasına bağlı olarak yerine getirmesi söz konusudur. Buna göre, başta belirlenen “amaç”, bu modelde neden olup, bu “nedenin” sonucu da, çevirinin erek ekinde işlevini yerine getirmesi olur. Bundan böyle, bu modelde neden-sonuç ilişkisini ortaya çıkaracak “parametrelerin” belirlenmesi modelin nesnellik kazanmasında rol oynar. causal research modelinde metin ve bağlamla ilgili olarak iki temel değişken bulunur. Bunlardan metinle ilgili değişkenler, kaynak ve çeviri metinle ilgili araştırma ölçütleri olup, bağlamla ilgili değişkenlerin içerisine çeviri teklifi, çeviri fiziksel koşulları, çevirmen kimliği, erek ve kaynak ekinle ilgili sosyokültürel öğeler girer.


Süreç odaklı Model

Süreç odaklı model, genellikle çeviri edimine, dilbilim odaklı yaklaşımda bulunan kuramcıların başvurduğu bir model arayışıdır. Çevirmenin bilişsel süreçlerini psiko-linguistik yöntemlerle ortaya çıkarmayı hedefler. Buna göre, gönderici-kara kutu (bellek)-alıcı arasındaki ilişkiler çevirmenin zihinsel süreçlerine girilerek anlaşılır. Ne var ki, bunun günümüzde bile olanaksız olduğu ortada bir gerçektir. Her ne kadar Emest Gutt açıklayıcı bildirişim kuramı adı altında çevirinin “bağıntı kuramıyla” ilişkisine dayanarak bunu açıklamaya çalışsa da, çevirmenin gönderici ve alıcı arasındaki en üst düzeyde bağlantıyı ne şekilde kurduğu somut olarak açıklanamadığından yetersiz kalır. İşte bu yüzden, çevirmenin zihinsel işleyişini nedensel modele dayalı olarak ortaya çıkarmak günümüz görgül bilim anlayışına daha uygun düşmektedir.


Kısacası, çevirmenin translation process sırasındaki bilişsel süreci, çeviri süreci öncesi veya sonrası anketler ya da çeviri süreci sırasındaki sesli tutanaklar aracılığıyla ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. Çeviri teklifinden başlayarak, çeviri hazırlık süreci, çalışma koşulları ya da çevirmenin karar verme süresini anlamak üzere bilgisayar tuşuna vuruş sıklığını ortaya çıkaran Translog gibi programlarla, sözlük, internet gibi çeviri yardımcı araçlarından çevirmenin bilişsel süreçleri daha somut verilere dayalı olarak anlaşılmaktadır. Jenny Williams ve Andrew Chesterman çevirmenin zihinsel işleyişini anlamayı amaçladığından ötürü bu modele, process-oriented adını takmakla birlikte, gerçekte bu modelin de nedensel modelin bir uzantısı olduğu söylenebilir.


Uygulama alanına yönelik Model

Uygulama alanına yönelik araştırmalar ise geleceğe yönelik olarak profesyonellere yol gösterici niteliğe sahiptir. Bu durumda araştırmacı çevirmenin belli bir durumda karşısına çıkan sorunların çözümünde önceden betimleyici alanda kanıtlanmış bir hipoteze dayanarak öneride bulunulabilir. Örneğin, çeviriye başlamadan önce erek ekindeki koşut metinlerden yararlanması önerilebilir. Buna kaynak metinden yola çıkmayan “kullanma kılavuzları” da örnek gösterilebilir. Böyle bir öneri, *erek odaklı ve işlevsel kuramların sonucu ortaya çıkmıştır. Bu tür öneriler, bir yandan profesyonel alanda çalışanlara kolaylık sağlarken, öte yandan da kuramsal alanda öne sürülen hipotezlerin uygulanabilirliğini sınama olanağı yaratır. Ayrıca terimce çalışmaları, bilgisayar programları ve www.okyanusingilizce gibi çeviri sözlükleri de bu alanın kapsamı içinde kalır.