• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

gerunds

kullanım biçimleri

I need a frying pan.

 isimlerden önce

She walked past me without noticing me.

edatlardan sonra

Walking is a good exercise.

 özne olarak

I like swimming.

nesne olarak

Seeing is believing.

 be fiilinden sonra

She hates her job, teaching children.

koşuntu olarak


-ing eki almış, isim işlevini gören sözcüklere ulaç (gerund) denir. Ulaçlar isimlerden önce gelerek onları niteler, başka bir deyişle isim tamlaması oluşturur.


boxing match : boks maçı

frying pan : kızartma tavası

sewing machine : dikiş makinesi

Ulaçlar tıpkı isimler gibi tümle içinde çeşitli şekillerde kullanılabilir :



1. Özne Olarak


Smoking is bad for your health.

Sigara içmek sağlığınız için kötüdür.

 


Going to the dentist regularly is a good habit.

Düzenli olarak dişçiye gitmek iyi bir alışkanlıktır.


 

Staying in England will improve your pronunciation.

İngiltere'de kalmak telaffuzunu geliştirecektir.



2. Nesne Olarak


He enjoys finding fault.

Hata bulmak hoşuna gidiyor.



I feel like staying in bed this morning.

Bu sabah canım yatakta kalmak istiyor.

 


I can't postpone going to the dentist any more.

Dişçiye gitmeyi daha fazla erteleyemem.

 


She objects to working on Sundays.

Pazar Günleri çalışmaya karşı çıkıyor.


 

Bu şekilde kendisinden sonra ulaç isteyen fiiller şunlardır: admit, anticipate, appreciate, avoid, be worth, be no use/good, can't help, complete, consider, defer, delay, deny, detest, discuss, enjoy, escape, excuse, feel like, finish, forgive, imagine, involve, mention, mind, miss, postpone, practice, prevent, recall, recommend, represent, spend time, suggest, tolerate, understand


3. To Be'den Sonra

 


Seeing is believing.

Görmek inanmaktır.


Her hobby is collecting old coins.

Hobisi, eski madeni para biriktirmektir.



4. Edatlardan Sonra


Bütün edatlardan sonra -ing'li fiil, yani ulaç kullanılır.



He succeeded in getting a government grant.

Bir hükümet bursu almayı başardı.

 


I am not in the mood for swimming today.

Bugün yüzmek için havamda değilim.


 


5. Koşuntu Olarak

 


The manager has got a bad habit, shouting at the staff.

Müdürün kötü bir huyu var : personele bağırmak.


 

He hates his job, collecting rubbish.

İşinden, yani çöp toplamaktan nefret ediyor.


 

6. Ulaçların Özneleri / Subjects of Gerunds

 


Ulaçların bir (ya da daha çok) öznesi olabilir. Ulacın öznesi, hemen önünde yoksa, tümcenin öznesidir:



They intend settling in Istanbul.

İstanbul'a yerleşmeyi düşünüyorlar.


I regret having revealed my secret to him.

Sırrımı ona açtığıma pişman oldum.


Ulacın belirttiği işi yapacak özne, tümcenin öznesi değilse, ulacın önünde yer alır:


We were surprised at his (him) winning the first prize.

Onun birincilik ödülünü alışına şaşırdık.

 

I remember mother (mother's) complaining of me (my) getting up too late.

Annemin geç kalkışımdan yakınmasını anımsıyorum.


Ulaçlardan önce kullanılan belirtme ve iyelik durumundaki adsoylu özneler için kesin bir kural yoktur. İyelik niteleçleri ve iyelik durumundaki adlarla kullanım, daha çok yazı diline; belirtme durumundaki ad ve adıllarla kullanım ise konuşma diline özgüdür:



Would you object to my turning the radio down? (yazı dili)

Would you object to me turning the radio down? (konuşma dili)

Radyonun sesini kısmamda sizce bir sakınca var mı?


Have you forgotten me (my) lending you some money?

Sana borç para verdiğimi unuttun mu?


I can't understand Ahmet (Ahmet's) leaving his wife.

Ahmet'in karısından ayrılışına bir anlam veremiyorum.


Tümcenin öznesi durumundaki ulaçların (a) ve avoid, consider, defer, delay, deny, enjoy, put off, risk ve suggest'i izleyen ulaçların (b) öznesi iyelik durumunda olur:



a) Umay's cooking was excellent.

Umay'ın ahçılığı mükemmeldi.


His training as a soldier helped him a lot.

Asker olarak eğitimi ona çok yardım etti.



His sharing the confidence with her relieved him.

Sırrını onunla paylaşması onu rahatlattı.



b) I enjoy her singing.

Onun şarkı söylemesinden hoşlanıyorum.



'We can't risk the guard's shooting us while escaping', he said.

'Kaçarken nöbetçinin bize ateş açması riskini göze alamayız', dedi.


 


The manager postponed his travelling to London.

Müdür, Londra seyahatini erteledi.



Ulacın öznesi, ad ve adıldan oluşan bileşik bir özne (a) ya da cansız bir nesne (b) ise, belirtme durumundaki ad ve adıllar kullanılır:


a) Do you remember me and my fiancee visiting you?

Ben ve nişanlımın sizi ziyaretini anımsıyor musunuz?


I was surprised at Hakan and you insulting her.

Hakan ve senin ona hakaret edişine şaşırdım.

 


Her parents don't approve of her and her boyfriend going out so often.

Anne-babası, onun erkek arkadaşı ile öyle sık çıkmasını uygun görmüyor.


b) In ancient times they didn't believe in the world being round.

Eski zamanlarda dünyanın yuvarlak oluşuna inanmıyorlardı.