a lot
She’s a lot taller than you. |
O senden çok daha uzun boylu. |
She has done a lot for me. |
O benim için çok şey yaptı. |
1. Üstünlük derecesindeki sıfat veya belirteçlerle kullanılır.
You can get there a lot quicker if you walk.
Yürüyerek gidersen oraya çok daha çabuk varırsın.
I'm feeling a lot better now.
Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum.
2. Filli niteleyen bir belirteç olarak kullanılır.
Thanks a lot.
Çok teşekkür ederim.
She cares about you a lot.
Seni çok düşünüyor.