• Medya

  • Uygulama

  • Google Play

a lot


She’s a lot taller than you.

O senden çok daha uzun boylu.

She has done a lot for me.

O benim için çok şey yaptı.


1. Üstünlük derecesindeki sıfat veya belirteçlerle kullanılır.


You can get there a lot quicker if you walk.

Yürüyerek gidersen oraya çok daha çabuk varırsın.


I'm feeling a lot better now.

Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum.


2. Filli niteleyen bir belirteç olarak kullanılır.


Thanks a lot.

Çok teşekkür ederim.


She cares about you a lot.

Seni çok düşünüyor.